Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü’nden teleferik kazasıyla ilgili değerlendirme
Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Nuri Bingöl, Antalya’daki teleferik kazasına ilişkin, “Tasarım aşamasında mesafeler daha kısa tutulup da direklerin mukavemetleri artırılabilir miydi? Sonuçta direk devrildiyse ortada bir ihmal veya hata olduğu ortaya konulmuş oluyor.” değerlendirmesini yaptı.
AA muhabirinin, Konyaaltı ilçesinde 1 kişinin öldüğü, 2’si çocuk 17 kişinin yaralandığı teleferik kazasıyla ilgili sorularını yanıtlayan Bingöl, devrilen direğin tasarım aşamasından itibaren tüm aşamalarına bakılması gerektiğini söyledi.
Teleferiğin 7 yıldır kullanıldığını, belediye başkanının açıklamalarına göre iki ay önce kapsamlı bakımlarının yapıldığını kaydeden Bingöl, “Demek ki bakımlarda da bir eksiklik var. Bayram dolayısıyla yoğun bir trafik var. Çok fazla kullanılmış, ısınma veya ağır iş kapasitesinden mütevellit direkte kırılma olmuş gibi gözüküyor. Bakımların ne şekilde yapıldığıyla başlayan birçok hata olabilir.” diye konuştu.
Bingöl, direğin devrilmemesi gerektiğini vurgulayarak, böyle bir direk vakasının bildiği kadarıyla henüz olmadığını söyledi.
Direğin kurulumu aşamasında hesaplamaların iyi yapılması gerektiğini aktaran Bingöl, “Tasarım aşamasında mesafeler daha kısa tutulup da direklerin mukavemetleri artırılabilir miydi? Sonuçta direk devrildiyse ortada bir ihmal veya hata olduğu ortaya konulmuş oluyor.” dedi.
Bingöl, kabinin 8 kişilik olduğunu ifade ederek, yolcuların normalde 3-5 dakikalık bir eğitimle buraya bindirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Antalya’daki teleferik için böyle bir eğitimin olmadığını düşündüğünü dile getiren Bingöl, “Emniyet kemeri sistemi olması gerekiyor. Olsaydı, belki insanlar aşağıya düşmeyecekti. Birtakım hatalar zinciri var. Ancak bunlar inceleme sonucunda ortaya çıkar.” ifadelerini kullandı.
“Çabuk indirmekten ziyade güvenli indirmek önemli”
Kurtarma çalışmalarının yavaş ilerlediğinin düşünülmemesi gerektiğini vurgulayan Bingöl, şöyle devam etti:
“Çabuk indirmekten ziyade güvenli indirmek önemli. O konuda karar alacak merci, Valilik önderliğinde AFAD’dır. Helikopter veya iple erişimle insanlar indiriliyor. Kapasite çok, insanlar çok. ‘Güvenli indirelim.’ diye yavaş indiriliyor, daha da yavaş indirilebilirlerdi. Zor, meşakkatli bir iş. Helikopteri havada tutmak, rüzgarsız bir şekilde stabil hale getirmek… Gerçekten oldukça güç işlemler. ‘Acil durumlarda tahliye sistemi olabilir miydi?’ diye düşünebiliriz. Üçüncü bir halat olsaydı hiç kullanılmayan ama acil bir durumda kullanılabilecek, o zaman tahliye daha kolay olabilirdi.”
Bingöl, bu tür kazalarda uygulanacak yaptırımın hukuki bir konu olduğunu belirterek, “Taksirle ölüme sebebiyet vermek veya bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek oluyor. Maalesef onların da cezaları çok ağır değil. Ama asıl önemli olan bunların olmaması.” değerlendirmesini yaptı.
Bakım yapan çok fazla firma olması ve bunların da işi almak için ucuz fiyat vermeleri durumunda, “bazı kontrollere geçen sene bakmıştık, bu sene buna bakmayalım” denilebildiğinin altını çizen Bingöl, bunun standartlarının olduğunu söyledi.
Bingöl, teleferiği kimlerin denetlediğinin belgelenmesi gerektiğini anlatarak, “Yapıyor muyuz, yapıyormuş gibi mi gözüküyoruz, buna bakmak gerekiyor. İşlemler rutin işlediği zaman problem yok. İnşallah bu kazadan ders çıkarılır.” dedi.
Asansör ve lunaparklar
Halat sistemiyle çalışan asansörler ve lunaparklarda da zaman zaman benzer kazalara şahit olduklarından bahseden Bingöl, şu ifadeleri kullandı:
“Bunların periyodik bakımlarının yetkili bir firma veya Makine Mühendisleri Odası tarafından yapılması lazım. Yapılıyor mu? Bazıları ihmal edilip yapılmıyor olabilir. Bazı yerlerde de yapılmadığı zaman yapılmış gibi gösterilebiliyor. Bu sonuçta bir ihale işi. Birçok yerde o işi ucuz fiyat veren alıyor. Bazen üstünkörü bakımlar karşımıza çıkabiliyor. Bunların daha ciddi yapılması gerekiyor.”
Bingöl, bu tür yerlerde yapılan denetimler sonucunda eksiklikler saptanması halinde belirli yaptırımların uygulandığını dile getirerek, asansörün yeşil etiketli olması gerektiğini, kırmızı etiketlilerin ise kullanılmayacağını aktardı.
“Maalesef kırmızı etiketlilerin de kullanıldığını gördük.” diyen Bingöl, mavi etiketli asansörlerin de kısa sürede bazı eksikliklerin giderilmesi gerektiğini dile getirdi.
Bingöl, “O kısa süre bazen 3 ay, bazen 1 aydır. Ama 1-1,5 sene mavi etiketle çalışanları da görüyoruz. Maalesef bakım onarımlarımız böyle. Bir şekilde işi geçiştirici sistemle iş yapmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.