Mehmet Hanifi GÜLEL
Türkiye’de kahve fiyatlarının globaldeki artışın yanı sıra dövizin etkisiyle yıl başından bu yana kahve zincirlerinde yüzde 30 fiyatlandığını gösterdi. Büyük boy bir filtre kahvenin ortalama fiyatı 80 liraya yükseldi.
Globalde petrolden sonra en çok ticareti yapılan ikinci emtia ürünü olan kahve, son yılarda Türkiye’de artan taleple birlikte sektörel anlamada da büyümesini katlanarak sürdürüyor. Türkiye’de son 10 yılda kişi başına düşen kahve tüketimi 4 kat artarak 1,5 kilogramın üzerine çıktı. İç piyasada tüketim pazarının daha doygunluğa ulaşmamış olması ve pazarın halen Avrupa’ya kıyasla yatırım yapılır seviyede yer alması ise özellikle yabancı markaların yatırım iştahının canlı kalmasını sağlıyor.
Düşen alım gücü karşısında sosyalleşmenin aracı oldu
Kahve sektörünün iç piyasada ivmelenmesini destekleyen gelişmelere bakıldığında ise üçüncü nesil kahve işletmelerinin sayısının her geçen gün artmasına ilave evlere giren makine sayısının yükselmesinin de önemli bir etkisi bulunuyor.
Buna ilave ekonomideki negatif durum nedeniyle alım gücü düşen tüketicinin sosyalleşme amacıyla kahveyi tercih etmesi de pazarın dinamik bir görünüm sergilemesindeki önemli etkenler arasında gösteriliyor. Türkiye pazarının Avrupa’ya kıyasla yatırım yapılır seviyede olduğunu belirten sektör temsilcileri, önümüzdeki dönemde yurt dışından yabancı ve yerli markaların kurulacağını ifade ediyorlar. Hatta bazı yabancı büyük markların Türkiye’yi kahvede merkez haline getirmeye yönelik paketleme işlemi yatırımı için ortak arayışında olduğu da uzun zamandır konuşuluyor.
Soğuk kahve grubu ile yaz kış tüketim söz konusu
Kahve pazarının büyümesinde buzlu ve soğuk ürün grubu da önemli rol oynuyor. Özellikle gençler arasında bu kategoriye yoğun bir rağbet var. Bu da kahvenin sadece sıcak ve kışın tüketilmediğini gösteriyor. Bunun yanı sıra kahve çeşitlerinin fazla olması, Türk insanı şekerli ve aromalı lezzetlere ilgisinin olmasıyla kahve tüketimi lezzet skalası ile beraber pazarı büyütüyor.
Aynı zamanda cold brew veya drip pazarı da kahvenin kalitesinin artması ve kahve severin bilinçli hale gelmesiyle yılın 12 ayı dinamik bir pazarın doğmasını beraberinde getirdi. Türk kahvesi ise tüketimde hala ilk sırada yer alıyor. Bunun nedeni ise kültürel dokunun bilhassa evlerde Türk kahvesi köklerine sıkı sıkıya bağlı olmasıyla ilgili.
Sektörün ilk çeyrekteki ihracatı yüzde 43,4 arttı
Türkiye’nin kahve tüketimindeki artış, ithalat rakamlarına da yansıyor. 2023 yılında kahve ithalatı yüzde 16,8 artarak, yaklaşık 100 bin ton olarak gerçekleşti. Öte yandan, bu yılın ilk çeyreğinde kahve ithalatı yüzde 5,7 düşüp, 96 milyon 740 bin dolar oldu. Tonaj olarak ise 22 bin 730 tonluk ithalat söz konusu. İhracat ise bin 269 tona karşılık, 11 milyon 664 bin dolarlık değer üretti. Bu yılın ilk çeyreğindeki kahve ihracatı ise 2023’ün aynı dönemine göre yüzde 43,4 artış gösterdi.
Yılbaşından bu yana fiyatlar yüzde 30 yükseldi
Diğer yandan, dünyada artan kahve fiyatlarına rağmen, Türkiye’de tüketim her geçen gün yukarı yönlü trendini devam ettiriyor. Özellikle El Nino hava olayları ve iklim değişikliği kahve gibi yumuşak emtialarının fiyatını küresel ölçekte artırıyor. Türkiye’de kahve fiyatlarının globaldeki artışın yanı sıra dövizin etkisiyle yıl başından bu yana kahve zincirlerinde yüzde 30 fiyatlandığını gösterdi. Büyük boy bir filtre kahvenin ortalama fiyatı 80 liraya yükseldi.
Kavurma makineleri üretiminde dünyada 4’üncü sıradayız
Türkiye’de kahve sektörünün gelişimi kadar, kavurma makinelerinde de önemli bir gelişme gösteriyor. Sektörde uzun yıllardır kahve kavurma makineleri alanında faaliyet gösteren firmalar, dünyada dördüncü sırada bulunuyor. Kahve kavurma makinelerin üretimi özellikle İzmir’de kümelenmiş olması da dikkat çekiyor. Türkiye’de kahve kavurma makineleri üretimi yapan çok sayıda firmanın bulunduğu bilgisini veren BESCA Kahve Kavurma Makinaları CEO’su Erkan Aydın, “Sektördeki gelişme ile doğru orantılı olarak üretim sayıları da artış gösteriyor.
Ancak, yerli üretimin global pazardaki payı firmaların teknolojideki gelişmeler ve müşteri beklentilerini karşılaması doğrultusunda değişiklik gösteriyor. Firmaların fiyat odaklı rekabete ağırlık vermesi bu konudaki en büyük handikap olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de kahve işleme konusunda kavurma, değirmen ağırlıklı bir üretim var. Diğer ekipmanlarda ise üretim kısıtlı sayıda gerçekleşiyor’’ dedi.